İçinde bulunduğumuz yüzyılın bilgi ve iletişim teknolojileri tarafından şekillendirilmesi sonucunda teknoloji kullanımının giderek ucuzlayıp yaygınlaşmasıyla birlikte bilgiye erişim de bir o kadar kolaylaştı. Bilgi toplumu ve bilgi çağı gibi klişeleşmiş ifadeleri de bu yüzden sıkça duyuyoruz. Önceki haftalarda belirttiğim üzere günümüz işletmeleri açısından veri ne kadar fazla önem arz ediyorsa bireyler açısından da bilgi hayati önem taşıyor.
Akla gelebilecek her türlü bilgi ihtiyaç duyulduğu anda farklı kanallardan ulaşılabilir hale geldiği için bireylerde detaylı araştırma zaman kaybı anlamında değerlendirilerek ulaşılabilir bilgi ile yetinme ve onu kabullenme gibi alışkanlıklar da yaygınlaşmaya başladı. Özellikle arama motorlarında ilk sıralarda sunulan arama sonuçları, sosyal ağlarda çoğunluk tarafından paylaşılan kaynağı belirsiz (ya da güvenilir bir kaynaktan geldiği iddia edilen) bilgiler bireylerin anlık kararlar vermesinde oldukça etkili oluyor.
O yüzden de gerçek bilginin doğru zamanda ulaşılabilir olmaması durumunda alternatiflere yönelen bireyler çoğunlukla dezenformasyon olarak adlandırılan yanıltıcı bilgilerle kandırılabiliyor. Özellikle de yaşanılan afet, terör ve benzeri krizlerde yetkili kaynakların da gerçek bilgileri paylaşmakta gecikmesi sonucu devreye giren provokasyon amaçlı dezenformasyon toplumda bilgi kirliliğine yol açarak ciddi sıkıntılar doğurabiliyor.
Sosyal ağlarda “Şu saatte çok kuvvetli bir artçı deprem olacakmış, evlerinizi boşaltın.” ya da “Şu saatte ciddi bir terör olayı gerçekleşecekmiş, merkezi yerlerden uzak durun.” Gibi uyarılarla başlayıp “Kesin bilgi, yayalım.” gibi sahte kaynaklar gösterilerek kolaylıkla yayılabilen provokatif ifadelerin toplum nezdinde kabul görmesi şaşılacak bir durum değildir. Çünkü, bireylerin duymayı beklediği bilgilerden hızlı yayılan bu bilgiler güvenilir olarak kabul ettikleri çok sayıda yakınlarından kendilerine ulaşmaktadır. Asıl bilgi kaynakları ise gecikmeli olarak bu bilgileri yalanlamak için devreye girdiğinde vermek istedikleri esas mesaj yerine dezenformasyonu temizlemek için çaba sarf etmek zorunda kalmaktadır.
O yüzden de kriz durumlarında sosyal ağları erişime kapatmak ya da hızını yavaşlatmak gibi anlamı ve çok fazla faydası olmayan geçici çözümler yerine onları daha etkili kullanmak oldukça etkili olacaktır.