Önceki akşam katıldığımız bir televizyon programında konuşan Antalya milletvekili sayın Mustafa Köse Türk halkı ile ilgili küçük ama önemli bir detaya değindi. Bu detay, halkımızın okuma alışkanlığı olmadığı için duyduğuna kolaylıkla inanması… İşin içine insanlarımızın iyi niyetini istismar ederek kolaylıkla kazanılabilen güven faktörü de eklenince insanımızı doğru ya da yanlış pek çok konuda ikna etmek çoğu zaman çaba gerektirmeden başarılabiliyor. Sayın Köse, bu yüzden de anayasal çalışmalar konusunda halkın doğru olarak bilgilendirilmesi için uzun uzadıya yazılar ve konuşmalar gerçekleştirmenin ötesinde kısa ama etkili görseller, kamu spotları, afiş, broşür ve tanıtım kampanyalarının etkili olacağını ifade etmişti sözlerinde.
Yukarıda özetlediğim hakikat başta sosyal medya olmak üzere günümüzde İnternet üzerinde kötü niyetli kişiler tarafından maalesef yıllardır istismar ediliyor. Yazılarımda uzun uzadıya eleştirdiğim, uyardığım, bilgilendirmeye çalıştığım pek çok hatalı davranışın beni sosyal ağlarda takip eden kullanıcılar tarafından bile ısrarla gerçekleştirilmesinin temelinde yatan sebep de aynı. Bir sayfalık bilgilendirici makaleyi okumak için zaman ayırmayan pek çok İnternet kullanıcısı, tek bir görsel üzerine yazılmış bir kaç satır asılsız ifadeye kolaylıkla inanabilmekte, bunun diğerleri ile paylaşabilmekte ya da üzerinde yer alan tehlikeli bir bağlantıya tereddüt etmeden tıklayabilmektedir. Küçücük bir araştırma ile bile karşı karşıya kalabileceği tehlikelerin neler olacağını öğrenebilecekken kolay olana inanmayı seçen kullanıcıların sayısı hiç de yabana atılacak miktarda değil.
Oysa ki, araştırmadan gördüğüne ve duyduğuna inanmanın olumsuz sonuçlarını son yıllarda sıkça gördük ve görmeye devam ediyoruz. Pek çok provokatif amaçlı eylemde insanlar asılsız paylaşımlarla kolaylıkla diğer insanlara, işletmelere ve hatta kamu kuruluşlarına karşı kışkırtılabiliyor. Pek çok dar gelirli vatandaş ucuz cep telefonu alma hayaliyle dolandırılabiliyor. Pek çok genç kız tehdit ya da şantajla cinsel tacize uğrayabiliyor. Pek çok kişi yüksek miktarlarda birikimini kendi elleriyle dolandırıcılara teslim edebiliyor ki bu kişiler arasında topluma örnek olabilecek kişilerin de bulunması bir o kadar şaşırtıcı.
Bu listeyi uzatmak mümkün. Ancak, önümüzdeki haftalarda paylaşmak istediğim ransomware yani e-fidye yazılımlarının da son zamanlarda sıkça insanlarımızı etkilemeye başladığını üzülerek ifade etmek istiyorum. Özetle kişilerin bilgisayarlarındaki değerli dosyaların kullanılamaz hale getirilerek belirli bir meblağ karşılığında iadesini sağlamayı vaat eden bu saldırılar nelerdir ve ne gibi önlemler almanız gerektiği konusunu, ne kadar kişinin okuyup istifade edeceğinden emin olmasam da, bu sütunlarda paylaşmaya devam edeceğim…
Sevgiyle Kalın!