Ülkemizde resmi verilere dayalı akademik araştırmalar yapabilmek gerçekten büyük bir sabır ve özveri gerektiriyor. Çoğu zaman araştırmanın temelini oluşturacak olan verilere ulaşabilmekten ümidi kesen akademisyenler pes edip belirle alanlarda çalışmalarda bulunmaktan uzak durmaya çalışıyor. Özellikle farklı kurumlara ait verileri bir araya getirip analiz etmeniz gerekiyorsa bunu başarabilmek için ikili ilişkilerden yararlanıp verileri dolaylı yollardan edinmek zorunda bile kalabiliyorsunuz. Devletin resmi istatistik kurumu TUİK’in düzenli olarak pek çok alana ait istatistikleri yayınladığı bir ülkede bu yakınma şaşırtıcı gelebilir ama bugünkü köşeyi hazırlamak için bu sorunu bir kez daha yaşayınca sizlerle bu bilgiyi paylaşmak istedim.
Geçtiğimiz günlerde TUİK her yıl düzenli olarak yayınladığı “Girişimlerde Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması, 2016” adlı araştırma sonuçlarını paylaştı. Bugün köşemde bu sonuçları değerlendirmek üzere istatistikleri incelediğimde dikkatimi çeken nokta işletmelerin %94’ü İnternet erişimine sahip olduğu halde web sitesine sahip olan işletmelerin sayısının sadece %66 civarında olmasıydı. Verilerin alan araştırması yani anket sonuçlarından elde edilmiş sebebiyle TUİK araştırma sonuçlarını rakam olarak değil oran olarak sunuyor. Bunun sonucunda da web sitesine sahip toplam işletme sayısının ne olduğunu öngörmek mümkün olmuyor. Bu noktada ülkemizde faal durumda işletme sayısını merak ederek ilgili bakanlık ve odalara ait istatistiklere ulaşmak istediğim halde aradığım bilgilere ulaşamadım. Ulaşabildiğim en net bilgi, 2014 yılında Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı tarafından ifade edilen 2013 rakamlarına göre ülkemizdeki faal işletme sayısının 972 bin 491 olduğu yönünde.
Bu bilgiyi sorgulamamın sebebi ise Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan son düzenlemelere göre ‘denetime tabi olan sermaye şirketleri’nin web sitesine sahip olma zorunluluğu. Diğer bir ifade ile bugünkü köşemde “Kanunda belirtilen işletmeler gerçekten web sitesine sahipler mi?” sorusuna net bir cevap verebilmek için farklı kaynaklardan resmi rakamlara ulaşabilmem gerekiyordu. Bu noktada önüme çıkan bir diğer handikap ise ‘denetime tabi olan sermaye şirketleri’nin sayısı idi. Çünkü, Kurumlar Vergisi mükellefi işletmelerin tümü bu gruba girmiyor.
Mayıs 2016 itibariyle Gelirler İdaresi Başkanlığı verilerine göre Kurumlar Vergisi mükellef sayısı 713 bin 482 olduğu halde bu kurumlardan sadece belirli kriterleri karşılayan işletmeler ‘denetime tabi olan sermaye şirketleri’ oarak adlandırılıyor. Merak edenler için bu işletmeleri oluşturan kriteri de paylaşayım: Aktif toplamı 75 milyon ve üstü Türk Lirası, Yıllık net satış hasılatı 150 milyon ve üstü Türk Lirası ve Çalışan sayısı 250 ve üstü olması durumunda işletmeler ‘denetime tabi olan sermaye şirketleri’ olarak kabul ediliyor ve web sitelerinin bulunması gerekiyor. İlginç olan detay ise bu işletmelerin sayısının resmi olarak herhangi bir kurumun web sitesinde yer almaması! Bu alanda çalışan meslektaşlarımla yaptığım görüşmelerde ‘denetime tabi olan sermaye şirketleri’nin bir listesi bulunmuyor ancak sayısının 200 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
Son olarak ülkemizde .tr uzantılı alan adlarının dağıtımını tekelinde bulunduran Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesindeki nic.tr alan adı merkezi istatistiklerine baktığımızda an itibariyle ülkemizde com.tr uzantılı resmi web sitesine sahip işletme sayısının 298.493 olduğu görülüyor. Yani, ülkemizde resmi web sitesi bulunan işletme sayısı 299 bin’in biraz altında.
Bu verilerin ışığında ‘denetime tabi olan sermaye şirketleri’ne ilave olarak 100 bin civarında işletmenin .com.tr uzantılı web sitesine sahip olduğunu öngörebiliriz. Elbette bu şirketlerden bazıları kapandığı halde web siteleri halen varlığını sürdürüyor olabilir. TUİK verilerinde yer alan oranlar göz önüne alındığında web sitesine sahip toplam işletme sayısının 642 bin civarında olabileceği bu yüzden de ülkemizde web sitesine sahip işletmelerin yarısından fazlasının (yaklaşık 343 bin işletme) ulusal .com.tr uzantısı yerine .com ve .net başta olmak üzere diğer uluslararası alan adlarını kullanmayı tercih ettiğini düşünüyorum.
Elbette tüm bu öngörülerin, farklı kaynaklardan hızlı bir şekilde derlemeye çalıştığım veriler ışığında gerçekleştirilen basit hesaplamalara dayalı olduğunu unutmamak gerekiyor. Detaylı bir akademik analiz için kurumların meta verileri bizlerle paylaşması gerekiyor. Sonraki yazılarımda hukuki zorunlulukları bir kenara bırakırsak günümüzde işletmelerin neden web ve sosyal ağlarda varlığını sürdürmesi gerektiğini değerlendirmeye çalışacağım.
Sevgiyle Kalın!